Meyhane adabı nedir?
Eskinin klasik meyhanelerinden geriye çok az örnek kaldı. Bu meyhanelerde içkiye eşlik eden yemeklerin az ve öz seçilmesi, küçük lokmalarla, eskilerin ‘çatal ucu’ diye tabir ettiği şekilde yenmesi makbuldü. Kavun, peynir ve beyaz leblebiyle bütün geceyi geçirmek de; piyaz, turşu, tarama, tuzlu balıkla, humus, favayla belki ciğerle devam etmek de vardı ama hepsi her zaman kararında. Paylaşmak, sohbet etmek bu kültürün ve sofranın asıl olmazsa olmazı. Bugünün yeni nesil meyhanelerinde masaya donatılan onlarca meze, ara sıcak çilingir sofrasının hafif eşlikçi adabını bozan unsurlar. Neticede meze bir teknik, yeni tatlara, deneyimlere açık. Bugün yaşanan çeşitlilik; şeflerin meyhane konseptine kattığı yaratıcılık, hepsi güzel. Meyhanenin bu kültürü doğru yaşatması sofranın muhabbetini paylaşanların, doğru iyi seçimler yapmasına kalıyor diyebiliriz.